Tanımı ve Yaşayışı
Süne türleri; genel olarak toprak renginde, bazen siyah, kırmızımsı, kirli beyaz, bazen de bu renklerin birkaçının karışımı olan alacalı desenli renklerdedir.
Kışlamış Süne ergini ve nimfi
Kışı dağlarda Meşe, Geven, Kirpi Otu gibi bitkilerin altında toprak içinde geçirir. İlkbaharda havalar ısınıp sıcaklık 15 ºC’ ye ulaşınca buğday ve arpa tarlalarına göç eder ve burada beslenir, çiftleşir ve yumurta bırakır. Yumurtadan çıkan yavru, yeni nesil ergin böcek oluncaya kadar tarlada beslenmeye devam eder ve hasattan sonra tekrar dağlara çekilir. Süne yılda bir nesil verir.
Zararlı Olduğu Bitkiler ve Zarar Şekli
Buğday, arpa, yulaf ile bunların yabani formları ve diğer bazı buğdaygil türleri konukçularıdır. İlkbaharda hububat tarlalarına göç eden kışlamış Süne erginleri, hububat saplarını emerek sararmalarına ve kurumalarına neden olur. Bu zarar şekline “Kurtboğazı” denilmektedir. Bitkiler geliştikçe başaklar henüz yaprak kılıfı içindeyken beslenerek başakların dane bağlamasına engel olurlar. Süne’nin bu şekildeki zararına “Akbaşak” adı verilmektedir. Süne yavruları danenin süt ve sarı olum dönemindeki buğdayla beslenir. Bu beslenme sonucunda danenin özü bozulur. Bu buğdaydan ekmek ve makarna yapılmadığı gibi tohum olarakta kullanılamaz.
Kışlamış Süne ergininin yaptığı Akbaşak zararı ve Süne’nin tanelerdeki emgi zararı
Kültürel Mücadele
Kültürel önlemlerin içerisinde erken yetişen hububat çeşitleri ile bunların erken ekimleri sayesinde hububat erken zamanda olgunlaşmakta dolayısıyla hasadı da erken yapılacağından Süne beslenemeyecek dolayısıyla zararın önüne geçilmiş olacaktır. Tarla kenarında bulunan yabani buğdaygillerle mücadele yapılması kışlaktan ovaya iniş döneminde gelecek olan kışlamış Süne erginlerinin beslenmesi engellenmiş olacak, bu sayede zararlının yoğunluğunun düşmesi sağlanacaktır. Polikültür tarıma önem verilmesi sayesinde Süne’nin besleneceği hububat alanları daralacağından besin kaynağı bulamayan Süne’lerin yoğunluğu düşecektir. Tarlaların içinde ve kenarlarında bulunan yabani ağaçların veya akasyaların korunması ve polikültür tarım ile aynı zamanda Süne’nin doğal düşmanları olan parazitoitlerin yaşamına elverişli bir ortam sağlanmış olur. Bu olumlu durumun yanı sıra polikültür tarım sayesinde doğal düşmanlar kışı geçirebilecek ve bir sonraki yıla ulaşıp çoğalacak, zararlıyı kontrol altına alabilecektir. Arpa ve mercimek hasadı ve mera alanlarının kuruması ile birlikte bu alanlardan buğday ekili alanlara Süne’lerin geçişini önlemek amacıyla mercimek ve meraya 50 m arpaya ise 100 m mesafede ekilmesi gereklidir (Duman ve Doğanlar, 2008). Bu sayede buğdaydan önce sararıp erken hasada gelen arpa ve mercimek alanları ile kuruyan mera alanlarından Süne geçişlerinin önüne geçilmiş olacaktır. Diğer kültürel önlemler arasında tarlaların iyi hazırlanması, nadasın iyi yapılması sayılabilir.
("TEORİDEN PRATİĞE KÜLTÜREL MÜCADELE" kitabından)
(ISBN: 978-605-9175-21-0)
Facebook'ta Yayınla>